Basın Açıklaması

BASIN AÇIKLAMASI (30.12.2009)

Değerli Basın Mensupları,

Eczacılar 18 Eylül 2009 tarihinde yayımlanan ve bir bütün olarak 4 Aralık tarihinde hayata geçirilen uygulamalar karşısında, uzun süredir haklı bir mücadele sürdürmektedir. Kamuoyu yanlış yönlendirilse de bu uygulamalar halkımızın ilaca ulaşım hakkını kısıtlamaktadır. Çünkü hastalarımızın muayene ücretleri ve ilaç fiyat farkları nedeniyle eczanelerde ödediği para artmaktadır. Bu uygulamalar aynı zamanda son beş yıldır zaten ciddi sıkıntılar yaşamakta olan biz eczacıları yaşayamaz hale getirecektir. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi orta ve uzun vadede binlerce eczane kapanacaktır.

Tüm bu gelişmeler karşısında eczacıların tek ve gerçek temsilcisi Türk Eczacıları Birliği sorunların çözümü için her türlü adımı atmış, adaletli bir işleyişin hayat geçmesi için tüm çabayı göstermiştir. Ancak sunulan çözümsüzlük karşısında, hastalarımızın ve eczanelerimizin neyle karşı karşıya kalacağını kamuoyunun gözünün önüne sermek için bir günlük uyarı eylemi gerçekleştirmiştir. Bu eylem tüm Türkiye’de eksiksiz katılımla gerçekleşmiştir ve alınan tedbirler sonucu hastalarımızın hiçbiri mağdur edilmemiştir. Eczacılar sabırla sorunların çözümü için aklıselim bir adım atılacağını düşünürken, Sosyal Güvenlik Kurumu devlet geleneğinde örneği görülmemiş bir biçimde İlaç Alım Protokolü’nü feshetmiştir.

Bugün ise Sayın Başbakan’ın “16 Ocak’a kadar eczacılar tek tek sözleşme imzalamazsa ilaçların marketlerde satılmaya başlanacağı” yönündeki açıklaması kamuyou gündemine taşınmaktadır. Bizler bu söylemin ilgili bürokratların yanlış yönlendirmesi sonucu olduğunu değerlendirmekteyiz. Eczacıların bugüne kadar karşı çıktıkları ne varsa hepsinin 16 Ocak’a kadar tek tek önümüze getirileceği, bunun eczacıları tek tek sözleşme imzalamaya zorlamak için yapıldığı kanaati taşımaktayız.

Bugünün gerçek gündeminin dışında olsa da, bir kere daha ifade etmek isteriz ki; ilaçların marketlerden satılması, ilk etapta OTC grubu, reçetesiz olarak Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsat almış ilaçların eczane dışına çıkartılması anlamını taşımaktadır. İlaçların marketlerden satılmasının bir adım sonrası, ilaçta reklâmın serbest bırakılmasıdır. Bunun da gereksiz ilaç tüketimini pompalayan bir strateji olduğu, dolayısıyla buna bağlı sağlık zararlarına neden olduğu tüm dünyada bilinmektedir. ABD modelinde, son adım, reçeteli ilaçların da marketlerden, markette çalışan eczacılar tarafından satılmasıdır. Bu, tüm Avrupa’da güçlenen karşı eğilimi tersine çevirmek, geçtiğimiz Mayıs ayında Avrupa Adalet Divanı’nın aldığı “eczanenin sahibi eczacıdır” yönündeki “etik eczane modeli”ni destekleyen karardakinin aksine, “ticari eczane modelini” hayata geçirmektir. Tüm dünyada, gerek tezgâh üstü ilaçların (OTC) eczane dışında satılmasına, gerekse de eczanelerin şirketleşmesine ilişkin ciddi bir geri dönüş yaşanmaktadır. Çünkü bu sistem, hem ilaç tüketimini körüklemekte, hem halk sağlığını tehdit etmekte hem de hastalıkların kamuya maliyetini artırmaktadır.Ayrıca AB’ye entegre olma yolunda uğraşan ülkemiz için, bir tek A.B.D.’de uygulanan bu sistemin tercih edilmesi bir çelişkidir.

Kısacası bu tartışmalar ile gerçek sorunun üstü örtülmekte, eczacılar demokratik haklarını kullandıkları için cezalandırılmaktadır. Ancak eczacılarla birlikte halk da cezalandırılmış olacaktır. Bizler bütün bu girişimlere rağmen sorunun çözümü için taraf olduğumuzu dile getirmekteyiz. Tüm meslektaşlarımız sorunun çözümünde muhatabın Türk Eczacıları Birliği olduğunu ifade eden dilekçelerini bizlere ulaştırdılar. Bu nedenle, SGK’nın 16 Ocak’ta tüm eczanelerle anlaşmış olma beklentisi gerçekçi değildir. Üyelerimiz yalnızlığa ve çaresizliğe mahkum olmamakta kararlıdırlar.

Vatandaşlarımızın ilaca ulaşım hakkı SGK tarafından 16 Ocak itibariyle kısıtlanmış olacaktır. Bu nedenle bugün bir kere daha sorunun çözümü için bizlerin tek gerçek temsilcisi Birliğimiz ile adil bir protokol hazırlanması için görüşmelerin başlatılmasını talep ediyoruz. Sayın Başbakanın da müdahalesi ile tüm bu sorunların çözümü mümkün ve gereklidir. Çünkü biliyoruz ki; eğer çözümsüzlük konusunda daha fazla ısrar edilirse hastalarımızı ve bizleri, hepimizi zor bir kış beklemektedir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

BURSA ECZACI ODASI


30 Aralık 2009     Okunma Sayısı : 1236