Başkanımız Ecz. Adnan Erakın'ın 5 Kasım 2024 tarihinde gerçekleştirilen Tek Sağlık Sempozyumu'nda yaptığı konuşma:
Kıymetli milletvekilim, değerli Büyükşehir Belediye Başkan Vekilim, değerli Nilüfer Belediye Başkan Vekilim, Mudanya Belediye Başkan Yardımcılarım, saygıdeğer Protokol, çok değerli akademisyen katılımcılar, Akademik Odaların değerli Başkanları, kıymetli konuklar. Sizleri, Bursa Eczacı Odası Yönetim Kurulu adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bu sempozyumun teması, ‘zoonotik hastalıklar ve bu hastalıklardan korunma yöntemleri' üzerine planlandı. Geçen yıl düzenlenen sempozyumda sağlıklı, eşit ve ulaşılabilir gıda ve gıda güvenliği ile ilgili konuları ele almıştık.
Sözlerime insan, hayvan ve çevre sağlığını bir bütün olarak ele alan, giderek daha da önem kazanan “Tek Sağlık” yaklaşımına dikkat çekerek başlamak istiyorum. Bu kavram yalnızca sağlık profesyonelleri için değil, toplumun tüm kesimlerine yönelik bir anlayışa dayanır. Sağlığımız, etkileşimde bulunduğumuz hayvanların ve içinde yaşadığımız çevrenin sağlığı ile doğrudan bağlantılıdır. Bu bağlamda, Tek Sağlık; insan, hayvan ve çevre arasındaki bağı vurgulayan disiplinlerarası bir işbirliği modelidir.
Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı gibi uluslararası kuruluşlar, Tek Sağlık çerçevesinde işbirliğini desteklemektedir. Bu kurumlar, zoonotik hastalıkların kontrolü, antimikrobiyal dirençle mücadele ve gıda güvenliği gibi hayati konularda ortak çalışmalar yürütmektedir.
Son yıllarda tüm dünyayı etkileyen COVID-19 pandemisi, tek sağlık yaklaşımının ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu küresel salgın, hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların ciddiyetini göstererek, gelecekte benzer krizlerin önlenmesi için toplum sağlığını koruma çalışmalarında güçlendirme ihtiyacını ortaya koymuştur.
Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile ilgili üniversitelerin işbirliğiyle yapılan çalışmalar ülkemizde Tek Sağlık yaklaşımı ile zoonotik hastalıkların kontrolü ve önlenmesi açısından büyük bir önem taşımaktadır. Zoonotik Hastalıklar Eylem Planı kapsamında sürdürülebilir sağlık planları geliştirilerek bu planların etkin bir şekilde uygulanması sağlanmaktadır.
Tek Sağlık, geçmişten günümüze kadar etkilerini gösteren bir kavramdır. M.Ö. 5. yüzyılda Hipokrat’ın çevresel faktörlerin insan sağlığı üzerindeki etkisine dair çalışmaları, Tek Sağlık anlayışının ilk örnekleri olarak kabul edilmektedir. 19. yüzyılda yaşanan Sığır Vebası gibi salgın hastalıklar, veteriner hekimlik ile halk sağlığı arasındaki bağı daha da belirgin hale getirmiştir. Bugün, dünya genelinde kabul gören bu anlayış, 3 Kasım Dünya Tek Sağlık Günü vesilesiyle tüm insanlığa mesajlar sunmaktadır.
Zoonotik hastalıklar, halk sağlığını tehdit eden en önemli unsurlar arasında yer alır. Kuduz, Kist Hidatik, Bruselloz, Şarbon, Tularemi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Toksoplazmoz, Batı Nil Virüsü gibi hastalıklar, hayvanlardan bulaşarak ciddi sonuçlara yol açabilmektedir. SARS, MERS, Zika ve COVID-19 gibi salgınlar, bu hastalıkların küresel güvenlik açısından ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, her yıl insanlarda görülen yeni hastalıkların %60’ı hayvansal kökenli hastalıklardır ve küresel ticaret, seyahat ve iklim değişiklikleri gibi faktörler bu hastalıkların yayılımını hızlandırmaktadır.
Peki, ne yapmalıyız? Tek Sağlık çerçevesinde gıda güvenliğinden çevre sağlığına, laboratuvar hizmetlerinden antimikrobiyal dirençle mücadeleye kadar geniş bir alanda bütüncül çözümler üretmek zorundayız.
Tek Sağlık çalışmasının başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için çok sektörlü bir iş birliği elzemdir. Bursa Tabip Odası, Bursa Dişhekimleri Odası ve Bursa Veteriner Hekimleri Odası ile yürüttüğümüz ortak çalışmalar, bu açıdan son derece önemlidir. Akademik odalarımızla birlikte yürüttüğümüz projelerle, Tek Sağlık bilincini yaygınlaştırmakta ve toplum sağlığını koruma sorumluluğumuzu yerine getirmeye gayret göstermekteyiz.
Zoonotik hastalıkların erken teşhisi, çevre sağlığının korunması ve toplumun bilinçlendirilmesi gibi konularda ortak eğitim projeleri hayati öneme sahiptir. Bu bağlamda, her bir bireyin toplum sağlığına katkıda bulunması gerekmektedir. Süt ve süt ürünlerinin pastörize tüketilmesi, etlerin iyi pişirilmesi, hijyen kurallarına uyulması, hayvan sağlığına yönelik önlemler alınması gibi temel adımlar atmamız büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, evcil hayvanların ve sokaktaki dostlarımızın aşılanması ve bakımlarının düzenli yapılması, zoonoz riskini azaltmak adına üstlenmemiz gereken sorumluluklar arasında yer almaktadır.
Sonuç olarak, Tek Sağlık yaklaşımının toplumun her kesiminde kabul görmesini temenni ediyoruz. Pandemilerin ve küresel sağlık tehditlerinin yaşanmadığı bir gelecek için sağlık politikalarımızı doğa ile uyumlu hale getirmeye, sağlık profesyonelleri ve toplum olarak el ele vermeye devam etmeliyiz. Tek Sağlık ilkesiyle, daha sağlıklı bir dünya dileğiyle herkese teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.